Sadaka taşları genellikle 2 metre boyunda, silindir şeklinde olur ve şehirde, kasabalarda cam, çeşme yanı, hastane gibi işlek yerlerde olabildiği gibi sadakayı alanın da verenin de kimsenin göremeyeceği tenha yerlere de konulmuştur.
SADAKA TAŞI
Sadaka taşları genellikle 2 metre boyunda, silindir şeklinde olur ve şehirde, kasabalarda cam, çeşme yanı, hastane gibi işlek yerlerde olabildiği gibi sadakayı alanın da verenin de kimsenin göremeyeceği tenha yerlere de konulmuştur.
Merhamet ve muhabbeti vakıf hizmetlerine ve hayırlarına en ideal ölçülerle aksettiren ecdâdımız, bîçârelerin, fakirlerin, dulların, yetimlerin izzet ve haysiyetlerini korumak için de âzamî bir dikkat, nezâket ve gayret göstermişlerdir. Sadakayı verenle alanın birbirini görmemesini temin maksadıyla câmilerde "sadaka taşları" ihdâs etmek ve muhtaçlara dağıtılacak olan yemekleri, onların haysiyetlerini rencide etmemek için gece karanlığında dağıtmak gibi hassâsiyetler, merhamet ve muhabbetin ideal ölçüde gerçekleştiği örnek bir davranış üslûbudur.
Nitekim meşhur vakfiyesinde görüldüğü gibi Fâtih Sultan Mehmed Han, toplumun korunmaya muhtaç fertleri için en hassas edeb ölçüleriyle kâideler koymuştur.
Pâdişâhı böyle bir edeb sergileyen cemiyetin fertleri de, sadakalarını bir zarf içinde câmîlerdeki sadaka taşlarına bırakırlar, muhtaçlar da vereni görmeksizin oradan ihtiyaçları kadarını alırlardı. Lâkin insanlar, ahlâk ve mesûliyet duygusu itibariyle o derecede faziletli bir durumda idilerdi ki, ihtiyaç sâhipleri de o serbestliği istismâr etmezlerdi. Böyle sadaka taşları eski camilerimizin bazılarında hâlâ mevcuttur. Maalesef bugünkü nesiller o taşları görür de onların ne işe yaradıklarını bile bilmezler.
Biz istedik ki kaybolan bu kültürümüz yeniden canlandıralım.Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz.